Zaman zaman hepimiz kendimizi üzgün, boşlukta ve umutsuz hissedebiliriz. Ailemizle veya arkadaşlarımızla birlikte olmaktan, hobilerimizle uğraşmaktan eskisi kadar zevk almayabiliriz. Uyku ve yemek yeme alışkanlıklarımızda değişiklikler oluşabilir, günlük işlerimizde aksamalar oluşabilir. Eğer kendinizi böyle hissediyorsanız öncelikle ne kadar zamandır böyle hissettiğinizi sorgulamalısınız. Eğer bu belirtiler iki hafta ve daha uzun bir süredir varsa ciddi ancak tedavi edilebilir bir duygudurum bozukluğu olan depresyon yaşıyor olabilirsiniz ve bir doktora başvurmalısınız.
Depresyon (majör depresif bozukluk ya da klinik depresyon) yaygın ve ciddi bir duygudurum bozukluğu. Duygularınızı, düşüncelerinizi, uyuma, yemek yeme ve çalışma gibi günlük faaliyetlerinizi etkileyen ciddi semptomlara neden oluyor. Depresyon tanısı konulması için bu belirtilerin günün çok büyük bölümünde ve neredeyse hergün en az 15 gün süreyle mevcut olması gerekiyor.
Bazı depresyon tipleri birbirlerinden ufak tefek farklılıklar gösteriyor veya özel koşullar altında gelişebiliyorlar. Bunlardan bazılarını şöyle sıralayabiliriz: En sık görülen iki depresyon tipi:
Majör depresyon (klinik depresyon) :Günün büyük bir bölümünde hayattan zevk almama, uyku ve yemek düzeninde bozulma, iş yapamama gibi depresyon belirtileri neredeyse her gün ve en az 2 hafta boyunca sürer. Bazı insanlar hayatlarında yalnızca bir kez klinik depresyon atağı geçirirken bazıları yaşamları boyunca birkaç kez klinik depresyon atağı geçirebilirler.
Kalıcı depresif bozukluk (distimi) : Depresyon semptomları en az 2 yıl sürüyor. Belirtilerin hafif olduğu dönemler ile birlikte majör depresyon atakları oluşabiliyor.
Bazı özel koşullarda gelişen depresyon tipleri:
Perinatal depresyon: Doğumdan sonra birçok kadının yaşadığı doğumdan sonraki iki hafta içinde genellikle hafif olan depresif ve kaygı belirtilerinden çok daha ciddidir. Perinatal depresyonu olan kadınlar gebelikte veya doğumdan sonra (doğum sonrası depresyon) tam depresyona maruz kalırlar. Perinatal depresyona eşlik eden aşırı üzüntü, kaygı ve tükenme duyguları, bu yeni annelerin kendileri ve / veya bebekleri için günlük bakım faaliyetlerini yapamaz hale gelebilirler.
Mevsimsel Duygulanım Bozukluğu: Genellikle güneş ışığının az olduğu geç sonbahar ve erken kış döneminde ortaya çıkar.Tekrarlayan depresyon atakları hep aynı mevsime denk gelir. Ataklar arası dönemde yılın diğer mevsimlerinde hastalar tamamiyle düzelir. Sosyal yaşamda gerileme, kilo alma ve uykuda artış şeklinde ortaya çıkabilir.
Psikotik depresyon: Depresyonla birlikte rahatsız edici sahte sabit inançlar( sanrılar) veya başkalarının görüp-duyamadığı rahatsız edici şeyleri görmek veya duymak (halüsinasyonlar) gibi bazı psikoz vakaları olduğunda ortaya çıkar. Psikotik belirtiler tipik olarak suçluluk, yoksulluk veya hastalık sanrıları gibi depresif bir “temaya” sahiptir.
Bipolar bozukluk: depresyondan farklıdır, ancak bipolar bozukluğu olan kişiler majör depresyon ölçütlerine uyan aşırı derecede çökmüş ruh hali atakları yaşar (“bipolar depresyon” olarak adlandırılır), bu nedenle bu listeye dahil edilmiştir. Ancak bipolar bozukluğu olan kişiler, “mani” ( aşırı neşelenme veya aşırı sinirlilik) ya da daha az şiddetli bir form olan “hipomani” dönemleri de yaşarlar.
DSM-5 tanısal sınıflandırmasına yeni eklenen diğer depresif bozukluk tiplerine örnek olarak Yıkıcı duygudurum düzensizliği bozukluğu (çocuklarda ve ergenlerde görülür) ve premenstrüel disforik bozukluk (PMS) verilebilir.
Belirti ve bulgular
Gün boyunca, neredeyse her gün, en az iki hafta boyunca aşağıdaki belirti ve semptomlardan bazılarını yaşıyorsanız, depresyonda olabilirsiniz:
- Sürekli üzüntülü, endişeli veya “boş” ruh hali
- Umutsuzluk veya kötümserlik hissi
- Sinirlilik
- Suçluluk hissi, değersizlik veya çaresizlik hissi
- Hobi ve etkinliklere ilgi veya zevk kaybı
- Azalan enerji veya yorgunluk
- Daha yavaş hareket etme ya da konuşma
- Huzursuz hissetmek veya yerinde duramama hissi
- Konsantre olma, hatırlama veya karar verme güçlüğü
- Uyku güçlüğü, sabah erken uyanma veya uyku hali
- İştah ve / veya kilo değişiklikleri
- Ölüm veya intihar düşünceleri
- Açık bir fiziksel nedeni olmadan ve / veya tedaviyle bile rahatlamayan ağrılar, baş ağrısı, kramp veya sindirim sorunları
Depresyondaki herkeste bu belirtilerin hepsi görülmeyebilir.Bazılarında birkaç belirti görülebilirken diğerlerinde daha çok belirti görülebilir. Majör depresyon tanısı için düşük duygudurumun yanı sıra bazı kalıcı semptomlar gereklidir, ancak sadece bu belirtilerden birkaçı (ancak şiddetli) olan “subsendromatik” kişiler tedaviden fayda görebilir. Belirtilerin şiddeti ve sıklığı ve ne kadar süre devam ettikleri bireye ve hastalığına bağlı olarak değişir. Belirtiler, hastalığın evresine bağlı olarak da değişebilir.
Risk faktörleri
Depresyon, en sık rastlanan zihinsel bozukluklardan biridir. Mevcut araştırmalar, depresyonun genetik, biyolojik, çevresel ve psikolojik faktörlerin bir kombinasyonundan kaynaklandığını ileri sürüyor.
Depresyon her yaşta olabilir, ancak genellikle yetişkinlikte başlar.Şu anda çocuklar ve ergenlerde de olduğu kabul ediliyor, ancak çökmüş ruh halinden daha belirgin iritabilite ile birlikte görülüyor. Yetişkinlerde ortaya çıkan birçok kronik duygudurum ve anksiyete bozukluğu çocukluktaki yüksek anksiyete düzeyleri ile başlıyor.
Özellikle orta ya da yaşlı yetişkinlerde depresyon diyabet, kanser, kalp rahatsızlığı ve Parkinson hastalığı gibi ciddi tıbbi hastalıklarla birlikte görülebiliyor. Depresyon mevcut olduğunda bu hastalıklar genellikle kötüleşiyor. Bazen bu fiziksel hastalıklar için alınan ilaçlar, depresyonu arttıran yan etkilere neden olabiliyor. Bu karmaşık hastalıkların tedavisinde deneyimli bir doktor, en iyi tedavi stratejisinin geliştirilmesine yardımcı olabilir.
Risk faktörleri şunlar:
- Kişisel veya ailedeki depresyon öyküsü
- Yaşamda büyük değişiklikler, travma veya stres
- Bazı fiziksel hastalıklar ve ilaçlar