Depresyon, kişinin kendisini sürekli üzgün, yetersiz ve kederli hissettiği depresif ruh halidir. Toplum tarafından basit bir hastalık olarak görülmektedir. Bu düşünce doğru olarak kabul edilen bir yanlıştır. Toplumda depresif bireylere daha çok rastlandığı için ruh hastalıklarının gribi olarak da tanımlanmaktadır.
Ancak depresif ruh hali ağır bir duygu durum bozukluğudur. Bu durum bireyin tek başına üstesinden geleceği bir hastalık değildir. Depresyon tedavisi için uzman bir kişinin yardımcı olması gereklidir. Bu hastalık sadece kişinin kendisini değil çevresini de etkiler. Olumsuz düşünceler bedene zehir gibi hücum eder. Bu olumsuz fısıltıların etkisinde kalır kişi. Birey sosyal yaşamında temas ettiği birçok kişiye bu olumsuz durumu yansıtır.
Ebeveynleri , iş arkadaşları, eşi, çocukları kişinin içinde bulunduğu ruh halinin sonuçlarına maruz kalmaktadırlar. Kişi süreci iyi yönetemediğinde iş hayatında veya aşk hayatında geri dönüşü olmayan yollara saplanabilir.
Geçmişten Günümüze Depresyon
Yaşamın her döneminde bir takım stresörlere maruz kalan insan, bu stres faktörlerine yenildiğinde depresyon örüntüleri göstermiştir. Tarım ve hayvancılık alanlarındaki gelişmeler insan gücüne olan ihtiyacı azalttı. Bu durum toplulukların iş aktivitesini etkiler hale geldi. Nüfus artışıyla beraber köylerden kentlere büyük göçler başladı. Nüfusun artmasıyla insanların ihtiyaçları artmaya başladı.
Bu gereksinim sanayileşmeye kapı oldu. Sanayileşme ile birlikte topluluklar organize bir şekilde doğadan kopup robotikleşmeye başladılar. Çalışma saatleri insan bedeninin üstesinden gelebileceği lakin ruhunun dayanamayacağı bir ızdıraba büründü. Toplumların yeni yaşam formu hızlı tüketmeyi ya da hızlı yaşamayı öngörüyor. İnsan ruhuna dayatılan bu düşünce büyük bir ızdırap oldu.
Sıkı çalışma saatlerine tutsak insanlarda depresif ruh hali artmaya başladı.Ruhun kendi kapasitelerini gerçekleştiremiyor noktaya gelişini psikiyatri, majör depresyon olarak tanımladı. Toplumsal aksaklıklar ruh sağlığı profesyonellerini bu noktalarda çalışmaya itti. Ve birçok bilimsel çalışma yapıldı.
Depresyonun Mevsimlerle İlişkisi
Hastalıkların mevsimlerle ilişkisi uzun zamanlardır konuşulmaktadır. Hastalıkların başlamasında veya sürmesinde birçok çevresel etken bulunmaktadır. Genetik faktörlerin de etkili olduğu depresif bozukluklar hava durumundan da etkilenmektedir. Hava durumunun kişi üzerindeki olumsuz etkileri bazı ülkelerde ciddi araştırma konusu olmuştur.
Özellikle Kuzey Avrupa ülkelerinde havaların değişiminin insanlar üzerinde ciddi olumsuz etkilerinin olduğu bulgulanmıştır. Yağışlı havalar insan psikolojisi üzerinde matem yaratmakta, hüznü artırmakta ve bunalıma sürüklemektedir. Güneşli havalar da tam aksine kişiye neşe ve umut kaynağı olmaktadır.
Gün içerisinde havanın değişiklik göstermesi bile kişilerin ruh sağlığı üzerinde önemli etkilerde bulunmaktadır. Mevsimsel geçişlerde de geniş kitleler umutsuzluğa kapılabilmektedir. Bu gibi geçiş dönemlerinde kişiler hayatı sorgulamaya başlarlar. Hayata dair anlam arayışı kişileri iş hayatlarında veya aşk ilişkilerinde de yanlış kararlar almaya ve kişileri istenmeyen davranışlar sergilemeye itmektedir. Mevsimsel geçişlerden en az hasarla çıkmak için yapılması gerekenler :
- En önemlisi uyku düzenidir. Erken uyumak veya erken uyanmak zinde olmayı sağlar.
- Yemek listeleri düzenlenmelidir. Şekerli içeceklerin tüketimini azaltmak gerekir.
- Spor yapmak kişinin dinç veya dayanıklı olmasını sağlar. Gün içinde 45 dakikalık tempolu yürüyüşün ruh sağlığı üzerinde çok önemli ve olumlu etkileri olduğu bulgulanmıştır.
- Bir hobi bulmak bu süreçte önemli bir destek sağlayacaktır. Günün belirli saatinde kişinin özel ilgi alanlarına zaman ayırması büyük önem arz etmektedir.
- Aile bireyleriyle yemekten sonra sohbet etmek ilişki dinamiklerini güçlendirecek ve kişinin ruh sağlığına olumlu katkı sağlayacaktır.
Psikolog Depresyon Hastalığını Nasıl Anlar?
Depresyon hastalığı hafif , orta veya ağır şiddetlerde görülebilmektedir. Depresyondaki kişiler günlük aktivitelerden zevk alamamaya başlarlar. Günlük rutinleri monotonlaşmaya başlar. Bu kişiler evden dışarı çıkmaya zorlanırlar ya da hareketsizlik en büyük aktiviteleri olmaya başlar. Öyle ki bu kişilere ev içerisinde bile kıpırdamak güç duruma gelmeye başlar.
Arkadaşlarıyla görüşmeye çıkamaz, sosyal aktivitelere katılmayı anlamsız bulurlar. Bu kişiler kendilerine olan güveni kaybederler, reddedilmekten korkarlar. Yemek yemekten kesileceği gibi daha fazla yemek yiyerek rahatlama yoluna da gidebilmektedirler. Çok fazla abur cubur tüketmek, bilgisayar başında zaman geçirmek de depresif bozukluklarının belirtilerindendir.
Ayrıca kişilerde cinselliğe dair isteksizlik , sinirlilik, öfke kontrol edememe gibi belirtiler de çok sık görülmektedir. Depresif ruh hali kişide hayattan soğumaya, yaşama dair anlam bulamamaya veya intihar düşüncelerine de neden olmaktadır.
Online PsikologDepresyon Tedavisi Yöntemleri
Depresyon tedavisinde psikolog veya psikiyatri uzmanları daha çok Bilişsel Davranışçı Terapiyi kullanmaktadırlar. Depresif örüntüleri olan kişide davranışçı tekniklerin verdiği olumlu sonuçlar depresyon tedavisi sürecini hızlandırmaktadır, ancak ağır depresif hastalarda psikoterapi tek başına yeterli olmamaktadır. Hastalığın ağır seyrettiği durumlar için uzmanlar öncelikle ilaç tedavisi vermektedirler.
Bireyin psikoterapiye başlayabilmesi için öncelikle bilişsel düzeyde çalışmaya hazır bulunması gerekiyor. Majör depresyon durumundaki bireyde; dünyayı olumsuz görme, kendini olumsuz görme veya geleceği olumsuz görme durumu vardır. Ağır depresif hastalarda ruh sağlığı uzmanının vereceği ilaçlar da yeterli olmamaktadır. Kişi hezeyanlar içerisinde ise ilaçlar yeterli etkiyi göstermemektedir. Böyle durumlarda kişi yemeden içmeden tamamıyla kesilebilir. Yaşamsal aktivitelerini sürdüremez. Bu durumlarda kişilerde intihar etme düşüncesi de çok yoğundur.
Psikolojik hastalıklar arasında ölüm oranı en yüksek hastalıklardan biridir. Kişi ayakta tedavi olmaya uygun değildir. Yatan hasta olarak tedavisi başlatılan kişiye EKT uygulaması yapılır. Halk arasında şok tedavisi olarak bilinen elektrokonvülsif tedavisi birçok psikolojik rahatsızlıkta kullanılmaktadır.
Psikolog daha çok hafif veya orta düzey depresif belirtiler ile çalışmaktadırlar. Ağır depresyonla çalışmak, hekim kontrolünde tedavi sürecinde psikoterapi çalışacak seviyeye gelmesiyle mümkün olur. Bilişsel müdahale ile kişinin depresif duygu durumunun bilişsel temelini zayıflar. Bilişsel çarpıklıklar tedavi edilerek davranışçı tekniklerin kazanımları pekiştirilir. Depresif bozukluklar ile çalışan psikolog terapide daha aktif rol alarak kişinin farkındalık kazanması için çalışmalar yapar.
İlgili içeriğe göz atabilirsiniz: Depresyon Nedir? Depresyonun Belirtileri ve Tedavisi
Psikolog Olmadan Depresyon Hastalığından Nasıl Çıkılır?
Bu hastalık sanıldığı kadar basit bir hastalık değildir. Depresyon rüzgarına kapılan kişi sürecin anormal olduğunun farkında değildir. Trip atmak , ilgi görmek için şımarıklık gibi algılanmaktadır. Ancak görüldüğü ve yorumlandığı gibi kolay olmayan bu süreç kişiyi karamsar duruma hapsetmiştir. Neden böyle düşündüğünün farkında olmadığı için kişi, belirsizlik içinde çözüm bulmakta da başarılı olamıyor.
Kendine veya yapabileceklerine inancı kalmayan kişi benliğiyle dünya arasında anlamsız bir ilişki kurmaya başlar. Sosyal yalıtılmışlık da bu süreci baltalayan önemli bir etkendir. Kişinin yakın ailesi , yakın arkadaşı, sosyal ilişkilerinin gücü diğer önemli çevresel etkenlerdir. Hafif depresif durumlarda kişi yakın çevresinin etkisiyle hareket döngüsüne katılarak olumsuz pekiştirici davranışlardan uzaklaşabilir. Ancak bilişsel çarpıtmaları , temel inançları sebebiyle bireyin aynı döngüye geri dönmesi yüksek bir ihtimaldir.
Online Terapi İle Depresyon Tedavisi
Psikologların depresyon tedavisi için kullandıkları farklı yöntemler bulunmaktadır. Pandemi süreci ile beraber hayatımıza giren görüntülü görüşme platformları terapi hizmeti için büyük bir önem kazandı. Daha önceleri danışanlar seyahate çıktıklarında acil durumlarda terapistlerine ulaşmak için görüntülü konferansla görüşme düzenliyordu.
Zorunlu bir görev dolayısıyla şehir değişikliği durumlarında psikoterapist ile tedavi yolculuğuna devam etmek isteyen bireylerin de sıklıkla başvurduğu bir araçtı. Dünyayı kasıp kavuran corona bilgisayar, tablet veya telefonlarla uzakları yakın kılan bu görüşme seçeneğini doyurucu bir alternatif olarak sundu. Ayrıca online terapilere ilk zamanlarda danışanlar ön yargılı baksa da olumlu deneyimleri bu yargıları hızlı bir şekilde yıkıp geçti. Bugün çok sıklıkla ve gönül rahatlığıyla danışanlar terapistlerine online terapi ile ulaşabilmektedirler.