Hizmetlerimiz

Çocuklarda büyüme evrelerinde bir takım değişimler gözlemleyebiliriz. Büyüme dönemlerindeki çocuklar duygusal, davranışlar, gelişimsel aşamalarda problemler yaşayabilirler. Çocuğun mevcut problemine bir çözüm üretilmediği durumlarda öfke ve ya davranış problemleri tetiklenebilir. Çocuklarda büyüme dönemi yaşamlarının en temel aşamalarından biridir. Büyüme dönemlerinde sağlıklı geçişler yapması, yetişkinliğini de olumlu ya da olumsuz anlamda etkileyecektir. Çocuk terapisi, gerekli noktalarda ailenin de içinde bulunduğu çocukla birebir çalışılan oyun tabanlı bir psikolojik destek sürecidir.

Çocuk ve aile ile beraber ilk görüşme yapılarak mevcut durum ve işleyiş ile alakalı bilgilendirmeler yapılır.

Çocuğunuzda; geç konuşma, yaygın gelişimsel bozukluk, tikler- takıntılar, dikkat eksikliği ve hiperaktivite bozukluğu, uyku problemleri, uyum ve davranış problemleri, ağlama problemleri, öfke problemleri, yalan söyleme, parmak emme, kaygılar, korkular, sosyal fobi, utangaçlık, içe kapanıklık, saldırganlık, alt ıslatma, tuvalet eğitimi, okul fobisi, beslenme ve yeme problemleri gibi durumlarda çocuk terapisinden yararlanabilirsiniz.

Hayatınızda belli dönemlerde kendinizi kötü hissediyor, problemlerinize çözüm üretemiyor olabilirsiniz. Nasıl ki bedensel rahatsızlıklarımız olduğunda bir uzmandan destek alıyorsak, kendimizi kötü hissettiğimiz dönemlerde de psikolojik destek almak oldukça önemlidir. Yetişkin terapisi siz ve psikolog arasında yapılan bir terapi sürecidir. Bu terapi sürecinin amacı problemlerinizi uzmanla ele almanız, kendinizi ve problemlerinizi daha iyi tanımanız, çözüme giden yolda alternatif bakış açıları geliştirmenizdir. Yetişkin terapi sürecinde karşılıklı kurulan işbirliği oldukça önemlidir. Uzman, kişinin ihtiyaçlarını belirlemede ve çözüme giden yolları görmesine destek sağlar. Yetişkin terapilerinde sürecin devamlılığı sizin ve psikoloğun arasında belirlenmektedir.

Depresyon, fobiler, korkular, obsesif kompulsif bozukluk, uyku bozuklukları, travmalar, stres, kaygı, sigara bağımlılığı, alkol bağımlılığı, madde bağımlılığı, davranışsal sorunlar, öfke kontrolü, panik atak, sosyal fobiler, tikler, iletişim problemleri, kayıp ve yas süreçleri, duygu durum bozuklukları gibi durumlarda yetişkin terapisinden faydalanabilirsiniz.

Evlilik ve çift terapisi evli olan ya da olmayan kişilerin, ilişkilerinde yaşadıkları problemleri ele alan bir terapi yaklaşımıdır. Evlilik ya da sevgililik dönemlerinde çiftler arasında anlaşmazlıklar yaşanabilir, iletişim bozuklukları oluşabilir, kavgalar, aldatma, aldatılma gibi çatışmalar yaşanabilir. Çiftler bu gibi problemler yaşadığında çözüm üretemeyebilirler.

Evlilik ve çift terapisinin en önemli amacı beraber hedefler ve çözümler oluşturmaktır.

Evlilik ve çift terapisi kişilerin ilişkilerinin düzenlenmesi, iletişimlerinin olumlu anlamda güçlenmesi noktalarında önemli destek sağlar. Evlilik ve çift terapisi desteği alındığı zaman ilişkide yaşanan pek çok tartışma, anlaşmazlıklar çözüme ulaşabilir aile içindeki sorunların çözümünde aktif rol oynanır. Bunların yanı sıra evlilik öncesinde de kişilerin birbiri ile olan uyumu, kaygıları, korkuları da ele alınabilir.

Birbirinizi daha iyi tanıma, ilişkinizdeki beklentilerinizin karşılanması, uyum ve uyumsuzluk sorunları, cinsel sorunlar, şiddet, tartışmalar, güven problemleri, kıskançlık, boşanma kararları, ilgisizlik gibi durumlarda evlilik ve çift terapisinden faydalanabilirsiniz.

Cinsel terapi, bu konuda eğitim almış uzmanlar tarafından yapılan cinsel sorunlara odaklanan bir davranış terapisidir. Seanslarda fiziksel temasta bulunulmaz, konuşma terapisi olarak sorunlar çözülmeye çalışılır. Cinsel terapinin en önemli amacı kişileri cinsellik konusunda eğitmektir. Cinsellikte duygu ve düşünceler, kalıplaşmış inançlar mevcuttur. Bu kalıplaşmış inançlar hatalı olabilmektedir. Cinsel terapide kişinin sorununu ortaya çıkaran, yerleşmesine neden olan etkenler incelenir. Eğer cinsel sorunlar psikolojik faktörlerle ilişkili ise cinsel terapi uygulanmalıdır. Cinsel terapistler, tarafsız, problemleri yargılamayan bu konuda bilgili uzmanlardır.

Cinsel terapiler vajinismus, erken boşalma, sertleşme sorunları, orgazm bozukluğu, kadında uyarılma bozukluğu, disparoni (kadında ağrılı cinsel ilişki), cinsellikle ilgili yanlış inanışlar, yetersiz bilgiye sahip olma gibi durumlarda fayda sağlayabilmektedir.

Ergenlik dönemi ile beraber çocuklar farklı ve daha zor bir yapıya sahip olabiliyorlar. Ebeveynler bu karmaşık yapı karşısında neler yapacaklarını, çocukları ile nasıl iletişim kurabilecekleri gibi konularda endişeye kapılabiliyorlar. Ancak bu gibi durumlar her ergenliğe geçiş evresinde karşılaşılabilecek zorluklardır. Bu noktada önemli olan çocuğunuzla doğru ve sağlıklı iletişimi yakalamanızdır. Ergen terapileri sizin, çocuğunuzun isteklerini daha iyi anlamanıza, ebeveynler olarak daha doğru iletişimi yakalamanıza, çocuğunuzun öfkesini kontrol edebilmesi ve kendini daha doğru ifade edip anlamlandırmasına destek olan bir süreçtir. Çocukluk dönemi her ne kadar önemliyse, aynı şekilde çocuğun ergenliğe geçişindeki süreç de yetişkinlik hayatı için önem arz eder. Ergenlik dönemindeki bireyin bu süreci en sağlıklı şekilde atlatabilmesi için ergen terapisi oldukça etkili olacaktır.

Ergenlikte; travma, madde kullanımı, dikkat eksikliği, davranış problemleri, iletişim problemleri, öfke kontrolü, kaygı bozuklukları, özgüven sorunları, uyku problemleri, aile içindeki çatışmalar, hızlı duygu durum geçişleri, sosyal fobi, sınav stresi ve kaygısı, depresyon gibi konularda ergen terapisinden destek alabilirsiniz.

Grup terapileri kişinin kendilerininkine benzer problemler yaşayan diğer kişilerle beraber eğitim almış bir uzman eşliğinde sorunlarına alternatif bakış açıları geliştirmeye, farkındalık oluşturmaya yönelik yapılan çalışmadır. Grup terapileri genel olarak 6-12 kişiden oluşur ve haftada bir şeklinde devam eder.

Grup terapilerinde kişiler, kendilerine benzer sorunlar yaşayan kişileri de dinlediği ve anladığı zaman yalnız olmadığını aynı problemleri yaşayan kişilerin de olabildiğini gözlemlemiş olur. Bu noktada farklı pencerelerden bakabilmek kendine yönelik de daha farklı çözüm noktalarını görmeye olanak sağlar. Bir gruba dahil olmak, paylaşımda bulunmak, anlaşılmak, desteklenmek iyileştirici bir etkiye sahiptir. Özgüveninizin artmasına, zamanla kendinizi daha rahat ifade edebilmenize, sorunlarla baş etme becerileri geliştirmenize de katkı sağlar.

Grup terapilerinin; Sosyal fobi, iletişim becerileri, iletişim kopuklukları, bağımlılıklar, yeme bozuklukları, panik atak, sigarayı bırakma, alkolü bırakma, fobiler, kaygı ve korkular gibi temaları vardır.

Kötü hissettiğimiz zamanlarda bu olumsuz histen biran önce kurtulmak isteriz. Zihnimizi bu durumdan kurtulmakla meşgul ederiz. Bu noktada önemli olan problemden kaçmak yerine o anın farkına varmaktır.

Kabul kararlılık terapisinin amacı kişinin düşüncelerine izin vermesi ve olumsuz düşüncelerle mücadele etmemesi, şimdiki anın farkında olma ve kişinin kendi için en önemli olanı keşfetmesidir.

Kabul kararlılık terapisinde kullanılan temel süreçler anda olma, ayrışma, kabul etme, bağlamsal teknikler, değerler ve değerlere yönelik eylemlerdir.

Kabul ve kararlılık terapisi kaygı, stres, kronik ağrılar, madde kulanımı, sigara kullanımı gibi alanlarda etkilidir.

Kişinin kendini ifade edememesi, iletişim problemleri yaşaması, konuşma problemleri yaşaması gibi durumlar beraberinde ruhsal sıkıntıları getirebilir. Dil ve konuşma terapisi kekemelik, artikülasyon bozuklukları, ses ayarı bozuklukları, hızlı ya da yavaş konuşma gibi problemlerin düzelmesi adına verilen terapi hizmetidir.

Çocuklarda yaşanan dil konuşma sorunlarını ertelememek ve daha ileriye gitmeden çözüm üretmek oldukça önemlidir. Problemin kendiliğinden düzelmesini beklemek sorunun daha da büyümesine sebep olabilir. Dil konuşma bozuklukları, çocuğun yaşıtlarına göre gelişiminde geri kalması, cümle kuramaması, kekelemesi, anlaşılmayacak düzeyde konuşması, sesleri yutması gibi durumlarda fark edilir.

Dil ve konuşma terapisi desteği almak kişinin iletişim kalitesini arttırır, dolayısıyla yaşam kalitesinin de artmasına olanak sağlar, özgüven duygusunu yükseltir.

Psikodinamik psikoterapi kişinin kendisine zarar veren duygu, düşünce ve davranışlar üzerinde durur. Psikodinamik psikoterapi anlamlandırma ve yorumlama sürecidir. Geçmiş yaşantı ve deneyimler, erken yaş tecrübeleri, bilinçdışı çatışmaları anlamlandırılmaya çalışılır. Kişinin sıkıntılı davranışlarına karşın geliştirdiği savunma mekanizmaları üzerinde durur. Terapide danışanın korkuları, rüyaları, arzu ve istekleri konuşulur.

Terapinin amacı kişinin benlik saygısını geliştirmek, daha iyi ilişkiler kurmasına destek olmak, bilinçdışına itilen çatışmaların bilinç düzeyine çıkması, sağlı ilişkiler kurabilmek, hayata daha iyi adapte olabilmek, bastırılan duyguların tanımasını, aynı zamanda semptomlarının hafiflemesini sağlamaktır. Kişilere problemlerini analiz etmeyi ve çözüm üretmeyi öğretir.

Psikodinamik psikoterapi çatışmaların bilinçdışında gizli olduğunu, hayattaki travmaların erken deneyimlerden kaynaklandığını, kendimizi güvende hissetmek adına savunma düzenekleri oluşturduğumuzu, önemli olduğunu düşünmediğimiz şeylerin bile hayatımızdaki önemli noktalarla bağlantılı olabileceğini savunur.

Deprem, taciz, kazalar, doğal afetler gibi karşılaşılan olumsuz etmenler kişilerde küçük ya da büyük şiddetlerde travmalar yaratabilir. Yaşanan olumsuz etmenler karşısında kişinin durum ile alakalı görüşü, iç dünyasında nasıl anlamlandırdığı psikolojik sağlık açısından önemlidir. Yaşanan olumsuz etmenler karşısında bir kişi travma yaşıyorken bir diğer kişi bu durumdan etkilenmeyebilir. EMDR travmaların yarattığı duygusal kilidi açar ve kişinin iyileştirici kaynaklarını harekete geçirir. EMDR çalışılan kişilerde yaşanan travmatik durum hatırlansa da yarattığı olumsuz etkinin azaldığı ve kişiyi artık etkilemediği gözlemlenir. EMDR oldukça etkili ve hızlı sonuçların alındığı terapi tekniğidir.

Şemalar çocukluk döneminden itibaren oluşan ve yaşam boyunca devamlılığı olan duygu, düşünce ve davranışlardır. Şemalar anılardan, duyumlardan, duygulardan ve bilişlerden oluşur ve çocukluk döneminden itibaren oluşmaya başladığı için kemikleşmişlerdir. Bu kemikleşen yapı çevremizi anlamlandırmamızı, duygu ve düşünce süreçlerimizi de etkiler. Şema Terapinin amacı uyum bozucu şemalara odaklanmak ve danışanın getirdiği güncel problemlerin arkasında bulunan çocukluk şemalarını tespit etmektir. Çocukluk döneminde oluşan olumsuz, işlevsiz yönde kemikleşen şema yapılarının, fark edilmesi ve iyileştirilmesine yönelik oluşturulan terapi yöntemidir.

Şema terapi depresyon, çocukluk çağı travmaları, madde kullanımı, yeme bozuklukları, kaygı bozuklukları gibi durumlarda oldukça faydalı bir terapi yöntemidir.

Duygu odaklı terapi kişinin duygusal farkındalığının artmasını, olumsuz duygularının neden olduğu zararlı davranış ve inançları değiştirmeyi hedefler. Kişinin duygusal farkındalığının artması, duygularını rahat bırakması ve düzenlemesi, duyguların yönetimini sağlayabilmesi noktasında destek sağlar.

Duygu odaklı terapi değişim için, duygusal değişimin önemini vurgular.

Çocuklar ilk doğduğu andan itibaren oyun oynamaya başlar. Her aya ve her yaşa uygun oyuncaklarla oynamaya başlayarak hayatı öğrenir. Oyun terapisi çocukların sağlıklı ruhsal gelişimi açısından oldukça önemlidir. Yetişkinler kendilerini konuşarak ifade ederler ancak çocukların duygularını anlama ve aktarma yetenekleri yetişkinler kadar gelişmemiştir,  kendilerini oyun ve oyuncaklarını kullanarak en rahat şekilde ifade ederler. Bu noktada çocukların kendilerini oyunla ifade etmelerinin iyileştirici bir özelliği vardır. Çocuklar oyun terapilerinde içsel ve duygusal deneyimlerini yansıtırlar. Aynı zamanda oyun terapileri çocukların motor ve bilişsel gelişimlerini destekler. Empati, güven gibi olumlu duygularının gelişimine destek sağlar. Yaşadıkları duygusal çatışmaların çözülmesine de olanak sağlar.

Oyun terapileri, saldırgan davranışlar, kardeş kıskançlığı, davranış bozuklukları, uyku, yemek, tuvalet problemleri, kaygı ve korkular, yas ve kayıp durumları, sosyal ve özgüven sorunları gibi durumlarda oldukça faydalı olacaktır.

Bilişsel davranışçı terapideuzman, kişilerin inançları, duygu, düşünce, davranışları, bedensel ve ruhsal belirtilerini tespit eder. Daha sonra tespit ettiği bozukluklarda bilişsel teknikleri uygulayarak inançların iyileşmesine yönelik çalışmalar yapar. Kişinin inançlarında olan değişimler, duygu ve davranışlarına, bedenine, ruhsal durumunda da değişimlere neden olur. Terapi sürecindeki en önemli amaç işlevsiz, olumsuz düşünce süreçlerinin yerine gerçekçi ve işlevsel düşünceleri koymaktır. Terapi sürecindeki kullanılan bilişsel teknikler kişiye problemleri karşısında baş etme yöntemleri geliştirmesine, olumsuz duygu- düşünce- davranış modelinin yerine olumlu modeller geliştirmesine destek sağlar. Bilişsel Davranışçı Terapide en önemli amaç terapist ve danışanın işbirliği içinde olması, birlikte çalışmasıdır. Bilişsel Davranışçı Terapiler kişinin başvurma sebebi, problemin türü, karşılıklı sağlanan işbirliği, kişinin stres faktörlerine göre süre olarak değişkenlik göstermektedir. Terapideki hedef kişide kalıcı yönde bir etki sağlamak, kişinin problemleri karşısında her zaman, terapi sürecinde öğrendiği kazanımları uygulayabilmesidir. Bilişsel Davranışçı Terapi, problemleri tanımaya fayda sağlar, yapılandırılmıştır, güncel problemlere odaklanır, terapist ve danışanın ortak çalışmasını hedefler.

Bilişsel Davranışçı Terapi; Depresyon, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Sosyal Fobi, Agorafobi, Panik Bozukluk, Yaygın Anksiyete Bozukluğu, Travma Sonrası Stres Bozukluğu, Sosyal Fobi gibi durumlarda oldukça faydalı bir terapi yöntemidir.