Psikolojik Ağrılar Nedir?
Fizyolojik sebebi olmayan ağrıların temel nedenleri psikolojik sebepler olabilmektedir. Literatürde bu duruma somatizasyon denmektedir. Yunancadan tercüme edilen bu terim, “ruh ve bedenin bağlantısı” anlamına gelir.
Bireyin somatizasyon bozukluğu tanısı alması için bu fizyolojik sebebi olmayan ağrılarının iş, sosyal hayat, aile ortamı, okul hayatı gibi yaşamındaki önemli yer kaplayan aktiviteleri ciddi anlamda olumsuz bir şekilde etkilemesi gerekmektedir.
Psikolojik ağrılara sahip olan kişiler, fiziksel olarak ağrılar çektikleri hakkında sık sık şikâyette bulunurlar. Bu ağrılar sürekli olarak yer değiştirmektedir. Somatik kişilerin önemli özelliklerinden biri de birçok kez ve farklı doktorlara görünmek istemeleridir. Göründükleri doktorlardan aldıkları farklı tanılar ve farklı tedavi yöntemlerinden de memnun kalmazlar ve ağrıları dinmez.
Somatizasyonda birey bilinçli olarak veya bilinçsiz olarak bedensel rahatsızlıklarını kendi kişisel kazançları için kullanabilmektedir. Somatizasyon bozukluğu olan bireylerden oluşan bir ailede yetişen çocuk sağlıklı olduğunda değil, hastalandığı zaman ilgi gösteren ebeveynlere sahipse somatizasyona yatkınlığı artmaktadır.
Sorumluluklardan, görevlerden veya cezalardan uzaklaşma ve ilgi görme isteği de somatizasyona sebep olabilmektedir. Somatizasyon bozukluğuna sahip olan bireylerde ayrıca ayrılmak istemedikleri yerlerden veya kişilerden ayrıldıkları veya ayrılacak gibi oldukları zamanlarda da fizyolojik alt yapısı olmayan ağrılar gözlemlenmektedir.
Psikolojik Ağrıların Sebepleri Nelerdir?
Psikolojik ağrının hiçbir organik veya fiziksel nedeni yoktur. Genellikle olarak psikolojik süreçlere dayanır. Köken çoğunlukla iç çatışmalar ve duygusal sıkıntılardır. Bu durum günlük stres, kaygı ve depresyon tarafından tetiklenebilir.
Stres
Somatizasyon bozukluğuna sahip olan bireylerin psikolojik olarak değerlendirmeleri sonucunda çoğunlukla sebep olarak stres unsurları ile karşılaşılmıştır. Kişi bu unsurları fark etmediği, çözemediği ya da yok saydıkları zamanlarda bunlar varlığını fiziksel ağrılarla göstermektedir.
Travmatik Olaylar
Strese neden olan en önemli etkenlerden biri yaşanan travmatik olaylardır. Bireyin o dönem içerisinde stres kaynağı olabilecek bir durumu olmasa bile öncesinde yaşadığı travmatik olaylardan dolayı stres sebeplerine sahip olabilir.
Somatizasyon bozukluğu tanısı almış olan kişilerin altta yatan, bireyin kendisinin bile farkında olmadığı psikolojik sorunların da olduğunu çoğunlukla gözlemleyebiliriz. Bu kişiler küçük ağrılarının bile sebeplerini daha büyük hastalıkların habercisi olarak görürler. Bu durumların aslında kaygı bozukluğuyla da ilişkili olduklarını söyleyebiliriz. Ortada bir sebep yokken bedensel ve içsel problemler yaşarlar ve bu durumun olası sonuçlarından oldukça korkarlar.
- Olumsuz bir bakış açısına sahip olmak
- Acı veya ağrılara hem fiziksel hem de duygusal olarak aşırı duyarlı olma
- Yetiştirilme şeklinden kaynaklı faktörler
Psikolojik Ağrılar Nasıl Ortaya Çıkar?
Psikolojik ağrılar aslında var olan ağrıdır, hayali bir acı değildir. Organik ve tıbbi nedeni belirlenebilen ağrı kadar gerçektir. Dolayısıyla onları ciddiye almak ve tedavi etmek önemlidir. Bununla birlikte neden, genellikle organik olmadığı için belirtileri tedavi etmek için süreç gereklidir.
Özellikle anksiyete bozuklukları, depresyon veya travma gibi bazı durumlarda etkilenenlerin ağrıyı daha yoğun hissetmesi mümkündür.
Türü ve meydana gelme sebebi ne olursa olsun herhangi bir ağrının üç faktörden oluştuğu bilimsel olarak kanıtlanmıştır. Ağrının ortaya çıkışındaki etkenleri şu şekilde sınıflayabiliriz:
Biyolojik Etkenler
- Kişinin anatomik özellikleri
- Genetik özellikler
- Fizyolojik özellikler
Psikolojik Etkenler
- Duyuşsal
- Bilişsel
- Davranışsal
Sosyokültürel Etkenler
- Sosyal durum
- Cinsiyet farklılıkları
- Tıbbi ve psikolojik yardım düzeyi
- Yaşanılan ülkenin gelenekleri
Psikolojik Ağrıların Belirtileri Nelerdir?
Bireyin aşağıdaki gibi yaşadığı rahatsızlıklar fizyolojik temellere dayanmıyorsa psikolojik ağrılardan söz edebiliriz:
- Bireyin bedeninin değişik bölgelerinde farklı eşiklerde ağrılarının olması
- Nefes darlığı
- Çarpıntı ve göğüs ağrısı
- Baş dönmesi
- Cinsel isteksizlik ya da cinsel birleşme anında ağrılar yaşanması
- Ses kısılması
- Duyma problemleri
- Yutmada zorluk yaşanması
- Görme problemleri
- Felç ve benzeri durumlar yaşanması
- Karın ağrısı
- Bulantı ve kusma nöbetleri, öğürmeler
- Karın şişmesi
- Âdet düzensizliği
- Hamilelik sürecinde normalden fazla olarak kusma sebebiyle sık sık hastaneye başvurma
Psikolojik Ağrılarda Klinik Özellikler
- Aniden başlayan ve zamanla artan ağrı
- Duruş, hareket ile değiştirilmeyen niteliksel olarak değişken, yüksek yoğunluklu ağrı
- Analjeziklere (ağrı kesici) yanıt alamamak veya geçici iyilik hâli
- Sembolik arka plana sahip belirtiler
- Klinik nesnellikle orantısız olan ciddi bir rahatsızlığın varlığı
- Negatif teşhis testleri veya patoloji kanıtı ile klinik tablo arasında önemli uyumsuzluk ve tutarsızlık.
- Anatomik olmayan dağılımla ilişkili duyusal ve motor bozuklukların varlığı
Psikolojik Ağrılar Nasıl Tedavi Edilir?
Psikolojik Ağrılar Nasıl Ortaya Çıkar?
Örneğin işteki bir çatışma, ilişkideki sorunlar veya günlük yaşamdaki çok fazla stres nedeniyle oluşan kalıcı zihinsel stres, psikosomatik hastalıkların tetikleyicisi olabilir. Kalıcı gerilim nedeniyle vücuttaki süreçler dengesiz hâle gelir. Sinir sistemi ciddi şekilde gerilebilir ve alarm sinyalleri gönderebilir ya da hormonal denge karışabilir. Bu iki durum da psikolojik ağrıya neden olabilir.
Ağrı Teşhisi
Tanı koymak için ağrının süresi, sıklığı, tipi, yeri ve şiddeti incelenir. Ağrı, yoğunluğunun yaklaşık olarak sınıflandırılması için kademelere ayrılmıştır. Psikolojik ağrı sendromu teşhis edilirken organik nedenler konu dışında tutulmalıdır. Uzun süreli tedavi için ağrının sadece şiddeti ve süresine göre değil, doğasına göre değerlendirilmesi de bir o kadar önemlidir.
Freud, psikosomatiğin özünü tek bir cümleyle ifade etmiştir: Bir sorunu kapıdan geçirirsek o, bir hastalık belirtisi şeklinde pencereden girer. Bu söz, bir kişinin sorunlarını çözmek yerine görmezden gelinmesi durumunda hastalığın kaçınılmaz olduğunu belirtir. Daha sonra Freud’un çalışmalarına dayanan psikanalistler, bilinç dışı faktörlerin hastalık durumlarının oluşumunu ve gelişimini güçlü bir şekilde etkilediğini doğrulamışlardır.
Psikoterapi ile Tedavi
Diğer psikolojik ağrılar temelli rahatsızlıklar gibi somatizasyonu da günümüzde bir psikologdan terapi yardımı alarak tedavi etmek mümkündür. Öncelikli olarak kişinin yaşadığı semptomların temeli olan negatif düşünceleri değiştirmek amaçlanır.
Tedavinin asıl amacı bireyin şikâyetlerini tamamen ortadan kaldırmaktır. Bireyin geçmişte yaşadığı travmatik olaylar psikoterapi ile çalışılarak kademeli olarak azalır ve sonrasında ise ortadan kalktığına şahit olunur.
Danışanlar, psikoterapinin yardımıyla duygusal stresleri ve çatışmaları hakkında konuşmayı öğrenebilirler. Zihinsel durumu sözcüklerle formüle ederek ve açıkça ifade ederek bedende oluşan gerginliği azaltmak için yeni bir çıkış yolu elde ederler. Buradaki amaç, vücudun artık kendini yalnızca fiziksel düzeyde ifade etmek zorunda kalmaması, belirtilerin azalması ve günlük yaşamda konforun kazanılmasıdır.
EMDR
Psikoterapi haricinde EMDR yöntemiyle travma çalışması yapılarak son derece hızlı bir biçimde sonuç alınabilmektedir. Somatizasyon bozukluğuna sahip olan bireylerin günlük, akademik, iş veya sosyal yaşamlarında aksaklıklar olacağı için tedaviye başvurması gerekmektedir. Tedavi sonucunda kişilerin günlük yaşantısı olumlu olarak değişecektir.
Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT)
Bilişsel davranışçı terapide her davranışın öğrenilebileceği, sürdürülebileceği varsayılır. Tedavinin içeriği, kişilerin bireysel durumuna göre uyarlanabilir. Bu şekilde fiziksel ağrının nedenini bulmak ve işlemek için terapi, her danışan için optimize edilebilir.
Derinlik Psikolojisine Dayalı Terapiler
Derinlik psikolojisine dayalı terapiler, bilinç dışı ve “bastırılmış” olanla ilgilenir. Bu bilinç dışı etkilerin, günlük yaşamı nasıl etkilediği terapide belirlenir ve işlenir. Gizli çatışmalar, duygular ve ilişki kalıpları fark edilir hâle getirilmektedir. Sonuç olarak ağrıda azalma da sağlanır.
Aile Terapisi
Aile terapisi bağlamında danışanın sosyal çevresi tedaviye dâhil edilir. Aile üyeleri genellikle kişinin bu durumla nasıl başa çıkacaklarını bilemeyebilir.
Davranışlar ve belirtiler, özellikle çocuklarda ve ergenlerde istemeden yoğunlaşabilir. Psikolojik ağrı yaşayan çocuklar ve ergenler söz konusu olduğunda terapi için ailenin durumunu göz önünde bulundurmak ve ebeveynleri terapiye dâhil etmek önemlidir.
Psikolojik Ağrılar İle İlgili Sık Sorulan Sorular
Psikolojik ağrı nasıl geçer?
Psikosomatik ağrıyı tedavi etmek veya önlemek için en etkili yöntem psikoterapidir. Bu süreçte stresi azaltmak ve duygularla başa çıkmak gibi kazanımlar elde edilir. Ayrıca egzersiz, sosyal aktivite ve gevşeme teknikleri de etkili olmaktadır.
Bir ağrının psikolojik olduğu nasıl anlaşılır?
Konsültasyonlar sırasında, psikolojik ağrı yaşayan kişilerde enerji kaybı, umutsuzluk, eylemlerde anlam kaybı gözlemlenmiştir. Psikolojik ağrının ortaya çıkabileceği çok sayıda durum olabilir ancak bu ağrının hissedilme şiddeti ve süresi herkes için farklıdır.
Psikolojik ağrılar nerelerde oluşur?
Psikolojik ağrı, duygular bir şekilde engellendiğinde veya kontrol edildiğinde ortaya çıkar. Böylece yaşanmamış duygular, söylenmemiş sözler, kabul edilmeyen durumlar birikmiş olur. Sonuçta ağrı ölçekleri değişken olmakla birlikte en yaygın olarak göğüs, karın, baş, boyun ağrıdan etkilenir. Vücudun bir bölgesinde başlayıp daha sonra vücudun diğer bölgelerine yayıldığı ağrı durumları da vardır.