Günümüzde son zamanlarda merak edilen konu başlıkları arasında Narsist kelimesi ile sık sık karşılaşmaktayız. Bu kelime diğer adı ile özseverlik kısaca kişinin ‘’kendine tapması ve âşık olması’’ şeklinde tanımlanabilir. Narsisizm günümüzde farklı tanımları ve kullanımları bulunabilir. Temelinde ise Sigmund Freud bulunduğu açıklaması ise libidonun egoya yönlendirilmesi şeklindedir.
Narsist Nedir?
Narsisizm olarak bilen bu terim kısaca açıklamak gerek ise; kişinin kendini beğenmesi, kendine aşık olması, zihinsel benliğe hayranlık duyması olarak tanımlamak mümkündür. Toplum içerisinde bu durum özseverlik olarak da geçmektedir. Bazı kişiler bu özseverlik yani narsistik duruma ego deseler de Ego ve Narsist aynı kavramlar değildir.
Narsisizm nedir sorusunu biraz daha açmak gerekirse ise şu şekilde tarif etmek daha kolay olabilir. Örneği bir bebek dış dünya ile ilişki kuramadığı için gerçek bir narsisizm örneğidir. Bu durum bebeğin libidosunun henüz dış dünyaya yönlendirilmemiş olmasından kaynaklıdır. Bebeğin nesneleri ‘’ben olmayan nesneler’’ olarak algılaması aylar sürer. Bu süreçte ‘’ben’’ve ‘’ben olmayan’’ kavramı arasında ayrım yapamaz. Dış dünyaya bir ilgisi yoktur ve dış dünya da bile değildir. Bu dönemde bebek için terk gerçek kendisidir. Acıkması, susaması, üşümesi bu vb. durumlar bebek için tek gerçekliktir. Bu durum ‘’birincil narsisizm’’ olarak tanımlanmaktadır.
İkincil narsisizm tanımı ise; bebek büyüdükçe dış dünya ile ilişkileri artmaktadır. Dış dünya ile olan ilişkilerin artması ile dış dünya kurallarını da öğrenmeye başlar. Bu sayede libidosu giderek nesnelere yönlenmektedir. Bu süre zarfında nesne sevgisi ve giderek nesnel düşünceleri ağırlık kazanmaya başlar.
Aslında insanın yaşamını sürdürebilmesi için bir açıdan narsisizm belirli bir ölçüde gereklidir. Ancak bu durum toplum için ve hatta kişinin akıl sağlığı için makul oranlarda değil ise ilerleyen süreçte psikolojik rahatsızlıklar meydan çıkabilir. Bu rahatsızlıklara ek olarak nevroz, paranoya hatta psikoz narsisizm etkileri arasında görülebilir. Sonuç olarak birincil narsisizm de bebek dış dünyanın ayrımına varamamışken, ikincil narsisizm de dış dünya gerçekliğini yitirmiştir.
Narsist Kişilik Bozukluğu Nedir?
Tanımlama yapmak gerekir ise Narsist kişilik bozukluğuna sahip insanlar genel olarak benmerkezci, kibirli düşünme ve bunu uygun olan davranış kalıplarını taşıyan kişilerdir. Bu kişiler insanlara karşı empati kurmaya ve onlar düşünmeye ihtiyaç duymayan bireyler olarak gözlemlenir. Ayrıca kendilerine aşırı hayranlık duygusu beslediklerini de söyleyebiliriz.
Narsist kişilik bozukluğu olan kişiler yukarıda bahsettiğimiz gibi karşı tarafın düşüncelerine ve isteklerine ilgisiz kalan kişilerdir. Narsist kişiler kendini beğenmiş, başkalarının yaşattıklarına ve yaşadıklarına duyarsız kalan, sürekli kendini ön plana çıkarmaya çalışan kişiler olarak karşımıza çıkarlar. Genel olarak bu kişiler kendilerini başkalarının yerine koymaz ve başkalarını anlamazlar.
Narsist Kişilik Bozukluğu Tanı Özellikleri Nelerdir?
Narsist kişiler bahsettiğimiz üzere kendileri ile meşgul görünseler bile içten içe kendilerini değersiz hissetme eğilimine sahip kişilerdir. Dışarıdan gelen eleştirilere gelemezler. Karşılarındaki insanları kendi amaç ve istekleri üzerine kullanmayı seven kişilerdir. Güç ve sevgi açısından doyumsuzlardır ve kendilerini eşi bulunmaz biri olarak görme özelliklerine sahiptirler. Hiç kimse ile empati kuramazlar. Karşı taraftan sürekli bir onay ve ilgi beklentisi içindedirler. Bu beklentiler karşılanmadığı takdirde benlik saygıları sarsılır ve kırgınlık, çöküntü yaşarlar. Eğer karşı taraf onlara saygı duymaz ve ilgi göstermez ise onları küçümserler.
Bu tip bir kişilik bozukluğu antisosyal, borderline ve histironik kişilik bozuklukları ile birlikte görüldüğünden dolayı teşhis etmek oldukça zordur. Narsist kişiler yaşları ilerledikçe güzellikleri ve güçleri azaldığından dolayı durumları daha zorlaşır. Yaşadıkları olumsuzluklar karşısında öfkelenir ve intikam duygusu besleme eğilimine başlarlar. Onlara karşı yapılan eleştirileri umursamaz ve değersiz birer eleştiri olarak görürler.
Bir Kişinin Narsist Olup Olmadığı Nasıl Anlaşılır?
Aşağıda vereceğimiz kriterlerin beş ya da daha fazlasının bir arada olması halinde kişiye narsistik bozukluk tanısı konması mümkündür. Ancak tanı konulması ve tedaviye başlanması için uzman bir psikolog-psikiyatrist tarafından görüş alınması en doğru yoldur. Peki, bu kriterler nelerdir?
- Başkalarını kendi çıkarları için kullanan kişiler
- Başka insanların duygularını anlamada isteksiz kalan, empati yapamayan kişiler
- Başkalarını kıskanan ya da başkalarının onu kıskandığını düşünen insanlar
- Kendini beğenmiş ve küstah kişiler
- Kendisinin çok önemli olduğunu düşünen kişiler
- Sürekli olarak sınırsız güzellik, zeka, güç veya kusursuz sevgi üzerine kafa yoran kişiler
- Her zaman beğenilmek isteyen kişiler
- Kendinin eşi bulunmaz biri olduğunu düşünen kişiler
- Kendinin kayırılacak biri olduğunu düşünen ve hak kazandığını zanneden kişiler
Tedavi sürecinde psikoterapi desteği almak Narsist kişiler için küçümsenecek bir durumdur. Çünkü Narsist kişilerin sahip oldukları düşünce yapısına göre kendileri mükemmel kişilerdir ve asla hata yapmazlar. Tedaviye geldikleri zaman kendilerine olan müthiş özgüveni yeniden kazanmak, başkalarını tekrar etkilemeyi becerebilmek ve benmerkezci tutumlarını dışarıya yayabilmek için destek bulmayı amaçlarlar. Tedavi için başvurdukları psikolog tan kendisini övmelerini, takdir etmelerini ve şımartılmayı beklerler. Bu beklentileri karşılanmaz ise terapilerini bırakırlar.
Bu sebeplerden dolayı Narsist bir kişinin terapiye devam etmesi için ilk başlarda bu beklentiler belirli bir seviyede karşılanmalıdır. Yapılan olan psikoterapide kişinin bakış açısını değiştirmek, empati geliştirmesini sağlamak ve tedavi sürecinden sonra da bu tutum ve davranışlarını yani becerilerin devam edebilmesini sağlamak amaçlanmalıdır.